8 Aralık 2010 Çarşamba

HATALIYSAM ARAMA

Öyle bir hata yaparsın ki, hatanın dışında yaptığın ya da yapılan şeyler uçar gider, konuşulmaz olur.

Ne sen açabilirsin utancından konuyu, ne de başkası konuşmak ister zaten.

Utancınla baş başasındır. Yine de yalnız değilsin yani.

Utancın ve sen.

8 Ağustos 2010 Pazar

kahve?

Daha kahve bile yapmamıştım kendime. Söylemem gereken bir çok şey vardı. Yapmam gereken bir çok şey. Yapmamam gereken bir çok şey.

En azından kahvemi yapabilmiş olsaydım. Şimdi kim aşağı inip kahve yapacak?

Kahve yapmış olsaydım sıcak sıcak ne iyi gelirdi kazınan gırtlağıma. 5-10 dakikamı kurtarırdım belki bir fincan kahveyle.

Söylemem gereken bir çok şey, boğazımdan yukarı çıkaramadığım. Bir kahve içsem kayganlaşan gırtlağımdan kayıverirdi sanki cümleler.

Bir kahve nelere kadir? Bir kahve nereye kadar?

Yapmam gereken bir çok şey, çok vaktim var sanıp ağırdan aldığım. Çok eğlenceli şeyler, beraber yapılması gereken. Beraberken anlamı olan.

Beraber kahve bile içemeyeceğiz artık? Gerçekten mi?

Yapmamam gereken bir sürü şey, yaptığım için gırtlağıma yapışan. Ve belki de gırtlağımı en çok acıtan? Yaptığım için bunu da yapmak zorunda bırakan beni ve bunu da yaptığım için ne yapacağımı bilemediğim.

Bir kahve yapsam mı artık?

Kim inecek aşağı şimdi?

12 Ağustos 2008 Salı

birkiüçdört

Gidiyoruz... Mühim olan gitmek değil mi? Nereye, nasıl, kiminle, nereden, niye... bunlar küçük ayrıntılar. Birileri tuttu yularımızdan çekiştire çekiştire götürüyor.
Hayırlı yolculuklar diyesim var cümlemize. Sağdan sağdan... Yorulmadan...

11 Ağustos 2008 Pazartesi